Türkiye verimli topraklarıyla cevizin ana vatanı olarak bilinmesine rağmen üretimi tüketimini karşılamaya yetmiyor. Tüketilen cevizin üçte ikisini ithalat yoluyla karşılıyoruz. 50 bin ton üretimimiz 160 bin ton yıllık tüketimi karşılamadığı için ABD, Şili ve Çin gibi uzak ülkelerden ceviz ithal ediyoruz. Ceviz Üreticileri Derneği Başkanı Ömer Ergüder ile yeni hasat dönemine dair beklentileri, sektörün sorunlarını ve taleplerini konuştuk.
Türkiye’de ceviz hasadı ekim ayının ilk haftasında başlar ve 3-4 hafta sürer. Yeni sezon ürünlerinin iç piyasaya ancak mart- nisan ayına kadar yettiğini belirten Ömer Ergüder, bu yılki hasat için umutlu konuştu. Şu ana kadar büyük bir sorunla karşılaşmadıklarını ve iyi bir ürün ve tonaj beklediklerini dile getiren Ergüder, “Üretim ve tüketim arasında makas çok açık. Türkiye’de kişi başına tüketim yüksek ve üretimimiz bunu karşılamıyor. Yerli üretimimiz 50 bin ton civarı. Tüketim ise 160 bin ton. Üçte ikisini ithal ediyoruz maalesef” dedi.
Türkiye’de üretilen cevizlerin kalite açısından ithal ürünlere kıyaslanmayacak derecede kaliteli olduğuna dikkat çeken Ergüder, son yıllarda ithalat yoluyla giriş yapan düşük kaliteli ve bayat ürünlerin raflarda yer aldığını savundu. Ergüder, “Tüketici son iki yıldır düşük fiyata ceviz alıyor ancak düşük kaliteli ürünlerden dolayı fiyatlar böyle. Ürünler arasında fiyatı artmayan tek kuruyemiş ceviz. Bu yetiştiricileri zorluyor. Girdi maliyetleri arttığı halde fiyatlar çok artmadı” diye konuştu.
İthal cevizle rekabet edebilmek için tek yolun üretimde verimliliği artırmak olduğunu ifade eden Ceviz Üreticileri Derneği Başkanı Ömer Ergüder, şu taleplerde bulundu: “Öncelikle ürün kalitemizden ödün vermeden dekar başına ceviz üretimimizi artırmalı ve bunu yaparken girdi maliyetlerimizi kontrol altında tutabilmeliyiz. Türkiye’deki yetiştiricilerin ayakta kalabilmesi ve bu sektörün gelişip büyüyüp, ithalatla tüketim arasındaki farkın kapanabilmesi için mutlaka devlet desteğine ihtiyacımız var. Ticaret Bakanlığı’ndan talebimiz, gümrük vergisinin eskiden olduğunu gibi yeniden yüzde 43’lere çıkarılmasını istiyoruz.”
Türkiye’de son 10 yılda ciddi ceviz yatırımları yapıldığına dikkat çeken Ergüder, “Sektörümüz hâlâ emekleme safhasında. Türkiye’nin kuruyemişlerde ceviz dahil olmak üzere, ihtisas gümrüklerinin kurulması ve burada kurulacak laboratuvarlarda ülkemize girecek her ürününün kontrol edilmesi lazım. Son iki yıldır baktığımızda, Kaliforniya ve Şili’den 1 yılın üzerinde binlerce ton ürünün ülkeye girdiğini ve depolarda kaldığını görüyoruz. Bu ürünler tüketiciye 2 yılın ardından sunuluyor” eleştirisinde bulundu.
Ömer Ergüder
Ceviz Üreticileri Derneği (CÜD), yerli cevizin markalaşması için önemli bir uygulama başlatıyor. Dernek, kendi üyelerinin ürettiği cevizin ithal olanından ayırt edilebilmesi için ‘CÜD’ logosunun bu yılki yeni sezon ürünlerde kullandıracak. Uygulamayla yerli cevizin ulusal zincir marketlere ve seçili noktalara taşınarak taze ve kaliteli olarak tüketiciye sunulması hedefleniyor. Tüketici, ürünlerin üzerinde yer alan barkodlar aracılığıyla satın aldıkları cevizin hangi bahçede üretildiğini görebilecek. CÜD logolu fileler ilk aşamada 1 kilogram olacak.
